Gökan Zeybek: Kafa karışıklığı oluşmasına genel merkez olarak müsaade etmeyeceğiz
Belediye başkanlarının katıldığı çalıştay sonrasında konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, “Belediye başkanı, milletvekili ve örgütlerin yetki ve rolleri net bir biçimiyle ortaya çıkarılacak. Geçmiş dönemlerde karşılaşıldığı biçimiyle bu konularla ilgili bir kafa karışıklığının oluşmasına genel merkez olarak müsaade etmeyeceğiz. Yine belediye başkanları, milletvekilleri ve örgüt arasındaki olası çatışma risklerinin milimize edilmesiyle ilgili de birtakım mekanizmaların hayata geçeceğini belirtmek istiyorum. Burada ağırlıklı olarak belediye başkanlarının örgüt işlerine çok karışmaması, milletvekillerinin ve siyasi kadroların da belediyelerin iç işlerine müdahale etmemesi konusunda bazı düzenlemeler olacağı gibi bunu tüzük kurultayında da karar metni haline dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.
CHP Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, CHP Genel Merkezi’nde iki gün boyunca düzenlenen “İktidar Yolunda CHP Belediyeciliği Çalıştayı”nın ardından basın açıklaması yaptı.
ANKA Haber Ajansı’nın haberine göre, çalıştayın amacının “CHP’yi iktidara taşıyacak yolda belediyelerin görev ve sorumlulukları genel merkez belediyeler, örgüt ve belediyelerin birlikte çalışma prensiplerinin belirlenmesi” olarak belirlediklerini söyledi.
Zeybek, “Yine burada biz belediyelerimiz ve CHP İl Başkanlarımızla yaptığımız toplantıda siyasi yol haritamızın nasıl olacağı konusunda da çalıştayımızın ana temasını oluşturduk. Bizim çalışmalarımızda genel merkez-belediye ilişkilerinin partinin temel teknik ve politik kolonlarının inşası, parti kurulları ve organlarının eşgüdümünün sağlaması mekanizmalarını da ayrıntılı biçimde tartıştık” diye konuştu.
‘BU BİZİM AÇIMIZDAN YETERLİ BİR SONUÇ DEĞİL’
2019 yılındaki yerel seçimde, belediye başkanı seçilen ve 31 Mart 2024 seçiminde yeniden başarılı olan başkanların 5 yıllık politikalarını, kampanya süreçlerini ve bu döneme ilişkin izlenimlerini anlattığını aktaran Zeybek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bu yeni dönem CHP’nin Türkiye’de 47 yıl sonra birinci parti olarak çıktığı bir seçim olmasının ötesinde, bu seçimde elde ettiğimiz başarıyı 2028 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimine giden yolda kendimiz açısından bize yüklenmiş bir sorumluluk olarak görüyoruz. O nedenle bu bizim açımızdan yeterli bir sonuç değildir. Bu sonuç bizim bugüne kadar yaptığımız çalışmalardaki nihai gayemiz değildir. Bizim topluma verdiğimiz güven, CHP belediyeciliğinin toplumda bulduğu karşılığın doğal sonucu olarak CHP birinci parti oldu. Şimdi ilk kez CHP’ye oy vermiş seçmen kitleleri ya da bugüne kadar CHP’ye hiç oy vermemiş seçmen kitlelerinin de desteğini kazanacak katılımcı, kamucu, toplumcu aynı zamanda kucaklayıcı yönetim anlayışlarını sergileme konusunda da bizim açımızdan belirleyici oldu.”
Çalıştayda çalışma grupları oluşturduklarını aktaran Gökan Zeybek, “Belediye başkanlarımızı 3 ayrı toplantı salonunda bir araya getirerek onlara değişik sorular sorduk ve bunları dijital ortamda cevaplamalarını istedik. Onların bu konularla ilgili 200 kelimeyi geçmeyecek cevaplarını alarak da ortak bir soru havuzu, sorun, çözüm ve beklenti havuzu oluşturduk. Onlar da bizim çalıştayımızın önümüzdeki günlerde ayrıntılı biçimiyle yayınlanacak olan sonuç bildirgesinin datalarını oluşturdular. Dün genel merkezimizde 7 ayrı mekanda 7 farklı grup ile ayrıntılı bir çalışma gerçekleştirdik” dedi.
Gökan Zeybek’in açıklamasından başlıklar şu şekilde:
‘YARDIMLARIN TÜM TÜRKİYE’DE BİR KART ÜZERİNDEN GERÇEKLEŞMESİ KONUSUNDA BİR ORTAKLAŞMAYA GİDECEĞİZ’
“Yeni dönemde toplum beklentilerini hızlı cevap verebilmek açısından nasıl yeni vizyon projelerimizi ortaya çıkaracağımızı konuşacağız. Burada hızlı bir biçimde hayata geçirilecek olan somut öneriler üzerinde bir odaklanma gerçekleştirildi. Belediye hizmetlerinin ortaklaşması, belediye hizmetlerinin isimlerinin tekleşmesi konusunda belediyelerin yapmış oldukları yardımların tüm Türkiye’de benzer bir kart düzeni üzerinden gerçekleşmesi konusunda da bir ortaklaşmaya gideceğimizi buradan belirtmek istiyorum.”
‘GENEL MERKEZ İLE BELEDİYELER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN KURUMSAL YAPIYA KAVUŞMALI’
“Biz burada katılımcıların fikirlerini almaya odaklanan bir çalıştay yaptık. Genel merkezimiz kendi fikirlerini belediye başkanlarına dayatan değil oradan gelecek olan beklentileri, çözüm önerilerini de dikkate alarak bir sentez yapma üzerinde odaklandı. Biz burada bazı sorular sorduk. Mesela genel merkez ile belediyeler arasındaki ilişkilerin nasıl bir kurumsal yapıya kavuşması gerektiğini sorduk. Eşgüdüm, izleme ve eğitim konularının nasıl düzenlenmesi konusundaki sorularımızı sorduk. Genel merkez, belediyelerin performanslarını size göre nasıl ölçmeli, ölçme, değerlendirmeyle ilgili kriterler nasıl oluşmalı biçiminde onların görüşlerini aldık.”
‘BELEDİYELER KAMUSAL ALANDA, PARTİ ÖRGÜTLERİ SİYASET ALANINDA ÇALIŞMA YAPACAK’
“Parti il örgütleriyle belediyeler arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi konusunda burada olabildiğince parti yapılanması ve belediye yapılanmasının birbirinin işlerine karışmaması konusunda daha çok belediyelerin kamusal alanda, parti organlarının ise siyaset alanında çalışma yapması ve bunlar arasındaki mesafenin korunması konusundaki görüş ve düşüncelerimizi paylaştık. Önümüzdeki günlerde çalıştayın sonuç bildirgesi üzerindeki fizibilite çalışmaları ve bütün bu verilerin ışığında oluşturacağımız nihai çözümü de sizlere paylaşmış olacağız.”
‘BELEDİYELER TARAFINDAN EN ÇOK GÜNDEME GETİRİLEN KONU HUKUKİ DESTEK’
“AKP iktidarı ve yerel yönetimler arasında en çok hangi konu başlığı belediyeler tarafından gündeme getirildi derseniz; hukuki destek. Yani iktidarın belediyeler üzerinde hukuk üzerinden, mahkemeler üzerinden, İçişleri Bakanlığı genelgeleri üzerinden ya da görevden el çektirmeleri biçiminde geçmiş döneme ilişkin oluşmuş olan algısının belediye başkanlarının üzerinde birinci derecede en önemli konu başlıklarından biri olduğunu belirtmek istiyorum. Yine burada belediye başkanlarımızın ağırlıklı olarak hizmetler noktasında eşitlik ve tarafsızlığın çok ön plana çıkarılması konusunda bir ortak dil birliğinin olduğunu gördük. Yani belediye başkanlarımız, ‘Nasıl bir hizmet ağı oluşturacaksınız’ dediğimizde, ‘Tarafsız olacağız ve eşitlik kurallarına uyacağız’ dediler. Yine burada kurumsallaşma, vizyon projelerinin öne çıkarılması, toplum değerleriyle barışık bir yerel yönetim anlayışının güçlendirilmesi, verimlilik, kaynakların etkin ve verimli kullanması gibi pek çok konu başlığıyla ilgili çalışmamız oldu.”
‘BELEDİYE BAŞKANLARIMIZIN FARKLI ALANLARDAKİ UZMANLARLA BULUŞTUĞU TOPLANTILAR DÜZENLEYECEĞİZ ‘
“Bizim bu çalışmada belediye başkanı, milletvekili ve örgütlerin yetki ve rollerinin net bir biçimiyle ortaya çıkarılacağını belirtmek istiyorum. Geçmiş dönemlerde farklı zaman dilimlerinde karşılaşıldığı biçimiyle bu konularla ilgili bir kafa karışıklığının oluşmasına genel merkez olarak müsaade etmeyeceğimizi belirtmek istiyorum. Belediye başkanlarımızın farklı alanlardaki uzmanlarla buluştuğu tematik ve periyodik toplantılar düzenleyeceğiz ve onları her alanda, yenilebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi, bu gelir arttırıcı faaliyetler olabilir, gider azaltıcı önlemler olabilir ya da yasadan ve mevzuattan kaynaklanan yerel yönetimlerin alması gereken resmi harçların alınmaması, ödenmemesi gereken vergilerin yıllardır ödeniyor olması ve buna ilişkin olarak da hiçbir biçimde bir düzenlemenin yapılmamış olması gibi pek çok konu başlığı konusunda da bir kapasitenin güçlendirmesini yapacağız.”
‘KURULTAYDA KARAR METNİNE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ’
“Teknik ve hukuki riskler taşıyan kimi konu başlıklarıyla ilgili de belediyelerimize bu desteklerin verilmesi konusunda da gene bir ortak havuz üzerinden eşgüdüm sağlanarak burada nitelikli ve yeterli kadrosu olan belediyelerle ilk kez seçimi kazandığımız ve deneyimi az olan, uzman eksiği olan belediyelere bu destekleri vereceğiz.
Yine belediye başkanları, milletvekilleri ve örgüt arasındaki olası çatışma risklerinin milimize edilmesiyle ilgili de birtakım mekanizmaların hayata geçeceğini belirtmek istiyorum. Burada ağırlıklı olarak belediye başkanlarının örgüt işlerine çok karışmaması, milletvekillerinin ve siyasi kadroların da belediyelerin iç işlerine müdahale etmemesi konusunda yeni dönemde bazı düzenlemeler olacağı gibi bunu önümüzdeki mayıs ayında başlayacağımız tüzük kurultayında da karar metni haline dönüştürerek kimlerin siyasi yapılanma içinde yer alacağını, kimlerin bu yapının dışında kalacağı gibi pek çok konu başlığını da tartışmaya açacağımızı belirtmek istiyorum.”
‘BÜYÜKŞEHİR, İL VE NÜFUSU 100 BİNİN ÜZERİNDEKİ BELEDİYE BAŞKANLARIMIZLA HER AY BİR ARAYA GELECEĞİZ’
“Belediyeler arasındaki koordinasyon, iletişim ve ilham alma süreçlerinin yönetimini de düzenli buluşmalar biçiminde gerçekleştireceğiz. Burada şunu belirtmek istiyorum: Birbirine benzeş olan, özellikler itibariyle birbirine yakın özellikler gösteren, benzer sorunlarla karşı karşıya belediyeleri bir araya getireceğiz. Bu bazen yüz yüze toplantılar biçiminde olduğu gibi bazen de zoom üzerinden yapılacak toplantılarla gerçekleşecek. Ama büyükşehir belediye başkanlarımızla, il belediye başkanlarımızla ve nüfusu 100 binin üzerindeki belediye başkanlarımıza her ay düzenli ve sürekli olarak bir araya gelerek benzer politikalar oluşturmasını sağlayacağını belirtmek istiyorum.
‘İKTİDAR BELEDİYELERİ CEZALANDIRMANIN MİLLETİ CEZALANDIRMAK OLDUĞUNU GÖRMELİ’
“Mali anlamda içinden geçtiğimiz süreçteki zorlukların farkındayız. Bu yeni dönemde, devletin gelirlerinde nispi bir azalma meydana gelmesiyle birlikte yerel yönetimlere aktarılacak olan paylarda da bir azalma, belki onun da ötesinde bu şubat ve mart ayında gördüğümüz biçimde yerel yönetimlere aktarılan paylardan kesinti oranlarının arttırılması gibi de uygulamalarla karşı karşıya kalacağız.
Buradan siyasi iktidarı uyarmak istiyorum: Tefeciye, faizciye yurt içi ve yurt dışından kredi kullandığınız için yüksek maliyetlerle borçlandığımız bedelleri öderken her türlü kaynağı kullanıyorsunuz ama 80 milyon insan belediye hizmetlerinden yararlanıyor, bu insanların yaşadığı şehirlerin yaklaşık 53 milyon insan CHP’li belediyeler tarafından yönetilecek, şimdi devlet tasarrufa yerel yönetimlerin kaynaklarını kısarak onların alması gereken İller Bankası payı ya da Hazine payları üzerinde yeni düzenlemeler yaparak, bu bedelleri azaltarak sağlayamaz. İktidar gittiği yolun yanlış olduğunu görmeli, belediyeler üzerinden yapacakları cezalandırmanın milleti cezalandırmak olduğunu, geçmişte CHP’li belediye başkanlarının ellerini, kollarını belediye meclislerinde karar alma haklarını engelleyerek, belediye meclisi çoğunluğunu kullanarak belediye başkanlarının getirdiği kimi yatırımları engelleyerek, borçlanma ya da uygun koşullarda bulunmuş kredileri engelleyerek izledikleri modelin AK Parti’ye seçim kaybettirdiğinin mutlaka görmesi gerekir.”
‘ŞATAFAT DÜZENİNDEN VAZGEÇİN’
“O nedenle bir kez daha buradan 31 Mart seçimlerinde Türkiye’nin birinci partisi CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı olarak uyarıyorum: Eğer kafanızın arkasında böyle bir yol varsa bu yol yanlış bir yoldur. Belediyeleri cezalandırmak halkı cezalandırmaktır ve Türk milleti de artık kimin, neyi, nasıl yaptığını çok iyi bilmektedir. Merkez Bankası 818 milyar lira 2023 yılında zarar edecek, Hazine yüksek maliyetlerle borçlanacak, kur korumalı mevduat adı altında oluşturduğunuz aptalca bir uygulama yüzünden trilyonlarca lira kamuyu borca sokacaksınız; sonra dönüp bunun bedelini emeklilerden, çalışan kesimlerden ya da halka hizmeti edecek olan belediyelerden almaya çalışacaksınız. Bu yol, yanlış yoldur. Bu yola sakın tevessül etmesinler. İsraf ekonomisinden vazgeçsinler. Şatafat düzeninden vazgeçsinler. Kendilerine kurdukları bu saltanat düzeninden vazgeçsinler. Kamunun kaynaklarını millete aktaracak, milletin hizmetlerine aktaracak uygulamalara gitsinler. 3-5 müteahhidi zengin etmek, 3-5 şirkete düşük faizli krediler vererek onların kamu eliyle zenginleşmesinin yerine 86 milyon insanımızın çıkarlarını koruyacak ekonomik politikalar hayata geçirsinler.”
(HABER MERKEZİ)